Yapay zeka, sanki çok uzun zaman önceymiş gibi bir dönemde ortaya çıktı. Bilim insanları, bilgisayarların zeki olmasını ve insan gibi düşünebilmesini istediler. "Hadi bir makineyi insan gibi düşündürelim!" dediler ve 1950'lerde bu yapay zeka olayını başlattılar.
Bir grup bilim insanı, koca bir konferans düzenledi ve adına "Dartmouth Konferansı" dediler. Orada, "Yapay Zeka" dedikleri şeyi resmen tanımladılar. Bu konferans, insanların yapay zeka hakkında konuşmasına ve geliştirmesine yardımcı oldu.
Sonra bir süre, sembolik yapay zeka furyası başladı. Bilgisayarlar sembollerle düşüneceklerdi, mantık kurallarını kullanacaklardı. Ama tabii ki, her zaman sınırlamalar vardı. Mantık kuralları da o kadar basit değildi, hani tek tek öğrenmek yerine anladıktan sonra "Aa, tamam anladım" diyecek bir yapay zeka yoktu işte.
Neyse, 1980'lerde yeni yaklaşımlar gelişti. Makine öğrenmesi diye bir şey ortaya çıktı. Bu sefer bilgisayarlar verilerden öğrenmeye çalıştılar. Büyük veri kaynakları, öğrenme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı oldu. Derin öğrenme diye de bir şey çıktı, yapay sinir ağlarıyla daha karmaşık şeyleri öğrenebilir hale geldiler. Çok ilginç bir dönemdi!
Şimdi ise yapay zeka her yerde. Görüntü tanıma, ses tanıma, dil işleme, otonom araçlar, sağlık, her şeyde kullanılıyor. Kim bilir, belki bir gün bir yapay zeka dostumuz olacak. "Merhaba, benim adım RoboBobo, size nasıl yardımcı olabilirim?" diyecek. Kim bilir, belki de yapay zeka bir gün bizi ele geçirir, dünyayı yönetir. Ama şimdilik, yapay zeka çalışmaları hızla ilerliyor ve gelecekte daha da heyecan verici olacak!
Bir grup bilim insanı, koca bir konferans düzenledi ve adına "Dartmouth Konferansı" dediler. Orada, "Yapay Zeka" dedikleri şeyi resmen tanımladılar. Bu konferans, insanların yapay zeka hakkında konuşmasına ve geliştirmesine yardımcı oldu.
Sonra bir süre, sembolik yapay zeka furyası başladı. Bilgisayarlar sembollerle düşüneceklerdi, mantık kurallarını kullanacaklardı. Ama tabii ki, her zaman sınırlamalar vardı. Mantık kuralları da o kadar basit değildi, hani tek tek öğrenmek yerine anladıktan sonra "Aa, tamam anladım" diyecek bir yapay zeka yoktu işte.
Neyse, 1980'lerde yeni yaklaşımlar gelişti. Makine öğrenmesi diye bir şey ortaya çıktı. Bu sefer bilgisayarlar verilerden öğrenmeye çalıştılar. Büyük veri kaynakları, öğrenme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı oldu. Derin öğrenme diye de bir şey çıktı, yapay sinir ağlarıyla daha karmaşık şeyleri öğrenebilir hale geldiler. Çok ilginç bir dönemdi!
Şimdi ise yapay zeka her yerde. Görüntü tanıma, ses tanıma, dil işleme, otonom araçlar, sağlık, her şeyde kullanılıyor. Kim bilir, belki bir gün bir yapay zeka dostumuz olacak. "Merhaba, benim adım RoboBobo, size nasıl yardımcı olabilirim?" diyecek. Kim bilir, belki de yapay zeka bir gün bizi ele geçirir, dünyayı yönetir. Ama şimdilik, yapay zeka çalışmaları hızla ilerliyor ve gelecekte daha da heyecan verici olacak!